1- İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, siyonist rejimin Filistin ve Gazze halkına karşı işlediği soykırım ve suçların sona erdirilmesi, insani yardımların Gazze Şeridi’ne etkin şekilde ulaştırılması ve siyonist işgalcilerin tamamen bölgeden çıkarılması amacıyla atılan her türlü bölgesel veya uluslararası girişimi desteklemekle birlikte, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının içeriğine dair ciddi endişelerini ifade eder. 2- Bu kararın büyük bir bölümü, Filistin halkının meşru haklarıyla çelişmekte; Gazze Şeridi üzerinde bir tür vesayet sistemi oluşturarak Filistin halkının temel haklarını, özellikle de kendi kaderini tayin etme ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan bağımsız Filistin devleti kurma hakkını ellerinden almaktadır. 3- Kararı hazırlayanlar, bilinçli olarak Birleşmiş Milletler’in asli konumunu ve rolünü, hatta aynı konuda daha önce kabul edilen BM kararlarını dahi göz ardı etmişlerdir. 4- İran İslam Cumhuriyeti, Siyonist rejimin Gazze Şeridi’ndeki işgaline meşruiyet kazandıracak her türlü girişimi, Gazze’nin bölünmesini ve bütüncül Filistin coğrafyasından koparılmasını Filistin halkının ideallerine aykırı bulmakta ve bunun tehlikeli sonuçları konusunda uyarıda bulunmaktadır. 5- Uluslararası güçlerin tamamen Birleşmiş Milletler’in denetiminde hareket etmesi ve görevleri yalnızca ateşkesin uygulanmasını, uluslararası insani yardımların girişini ve dağıtımını denetlemek olmalıdır. 6- İran İslam Cumhuriyeti, uluslararası toplumun ve  özellikle de ateşkes anlaşmasının garantörlerinin, siyonist apartheid rejimini işgal faaliyetlerini sona erdirmeye ve Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmeye zorlaması gerktiğini vurgulamakta ve bu hususun hiçbir kararla zedelenmemesi gerektiği inancını taşımaktadır. 7- İran İslam Cumhuriyeti, uluslararası hukuka göre işgal, apartheid ve sömürgeciliğe karşı direnişin meşruiyetinin altını çizmekte; direnişi, Filistin topraklarının sürekli işgaline ve Siyonist rejimin devam eden saldırılarına karşı Filistin halkının meşru cevabı olarak görmektedir. 8- Filistin halkının kaderine ilişkin her türlü tartışmanın, özellikle Filistin topraklarının yönetim şekline dair meselelerin, Filistinlilerin ulusal uzlaşı ve mutabakatı çerçevesinde ele alınması gerektiğini; dış aktörler tarafından dayatılacak her türlü çözümün kabul edilemez olduğunu vurgulamaktadır. 9- Filistin halkının Gazze ve Batı Şeria’da soykırım, dayatılan kıtlık ve sömürgeci imha tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu mevcut durumda, insani yardımların ulaştırılması, yardım çalışmalarının yürütülmesi ve geçiş noktalarının tamamen açılması öncelikli bir zorunluluktur. 10- Uluslararası toplumdan acil beklenti; Siyonist rejime etkili baskı uygulayarak bu rejimin Gazze ve Batı Şeria’daki suçlarının, işgalinin ve Filistinlilerin temel haklarına yönelik ağır ihlallerinin durdurulmasını sağlamak ve Filistin halkının temel haklarının gerçekleşmesini desteklemektir. 11- Ayrıca, son iki yılda Filistin halkına yönelik soykırımın durdurulması konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin açık ihmali ve etkisizliği dikkate alındığında, konseyin ve üye devletlerin savaş ve soykırım suçlularını yargılamak ve hesap vermeye zorlamak yönündeki sorumluluğunu hatırlatır.