irani gezelim

 İran’ın nüfusu son istatistiklerine göre 80 milyon kişi olarak açıklanmıştır. Bu rakamlara göre başkent Tahran yaklaşık 15 milyon kişilik nüfusuyla ülke nüfusunun %20’una sahip olurken, İilam eyaleti yaklaşık 500 bin kişiyle ülke nüfusunun sadece %8’ini kapsamaktadır. Aynı istatistiklere göre erkek nüfusunun kadınlara oranla %1.8 daha fazla olduğu, erkek ülke nüfusunun %50.9’unu, kadın nüfusunun ise %49.1’ini oluşturduğu belirlenmiştir. Bu rakamlara göre ülke nüfusunun %68.4’ü şehirlerde ve %13.5 köylerde yaşamaktadır. Göçebe olarak yaşayanların oranı ise %0.1 olarak tesbit edilmiştir. Yaş ortalaması bakımından dünyanın en genç ülkelerinden biridir. Ortalama yaşam süresi erkeklerde 70’ken kadınlarda 74 yaş  olarak tesbit edilmiştir. Nüfus artış oranı da %1.3’tür. İran’da Fars, Lor, Kürt, Azeri, Türkmen ve Beluç gibi  çeşitli ırklara mensup etnik gruplar kendilerine özgü dil ve gelenekleri ile barış ve huzur içinde bir arada yaşamlarını sürdürmektedirler.

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ülkenin resmi dili olan Farsça Hint-Avrupa dillerinin bir koludur. Bu dilin tarihiyle ilgili bulgular Aryai kavimlerin İran platosuna göçlerine dek uzanmaktadır.Tarih boyunca  çeşitli dönemlerden geçmiş ve değişikliklere uğramış olan Farsçanın bugünkü şekli İran’a komşu olan diğer kavimlerin dilleri üzerinde de etkili olmuştur. Farsça’dan etkilenen dillerin başında  Türkçe gelir. Türk milleti, yüce İslam dini ve İslami irfanla İran ve İranlılar aracılığıyla tanıştığı gibi edebi sanatları ve bu sanatların inceliklerini de yine İranlı söz ustalarından öğrenmiştir. Hicri 5.asırdan itibaren Selçuklular’ın Anadolu’da  ilerlemeleri ile birlikte Farsça’nın bu ülkede olgunlaşmaya başladığını görmekteyiz. Bu dönemlerde Farsça Türkler arasında öylesine kök saldı ki, Osmanlı okullarında  tasavvuf dili olarak okutulmaya başladı. Mufassal bir Farsça divanı bulunan Yavuz Sultan Selim savaş rakibi Şah İsmail ile yaptığı yazışmalarda  Farsça’yı kullanırken, Fuzuli, Nef’i, ve Nabi gibi büyük Türk şairleri de  şiirlerini bu dilde yazmışlardır. Osmanlı Sultanları eş ve kızlarına Farsça isimler vermişlerdir. Bugün bile Türkçe’de kullanılan pek çok isim ve kelime Farsça kökenlidir. Ortak kelimelerin sayısı 6 binden fazladır. Türkçeyeböylesine etki etmiş olan Farsça Ankara’da  Farsça Öğretim Merkezi’nin deneyimli eğitmenleri tarafından öğretilmektedir.

iran’da Farsça’nın dışında Azeri Türkçesi, Arapça, Kürtçe vb. dillerin yanı sıra Farsça’nın çeşitli lehçeleri de konuşulmaktadır. 32 harfli Fars Alfabesi’nin kullanıldığı İran’da tarih başlangıcı olarak miladi 622 senesinde Hz.Muhammed (s.a.a)’in Mekke’den Medine’ye hicreti esas alınmaktadır. Yeni yıl 21 Mart’ta Nevruz Bayramı ile başlar ve güneş takvimine göre aylara bölünür.

Nevruz Bayramı İranlılar’ın en büyük bayramlarındandır ve hiçbir etnik ve din farkı gözetmeksizin bütün  yurtta coşkuyla kutlanır. Nevruz öncesinde tüm yaşam çevrelerini temizleyen İranlılar yeni yıla girileceği gün ve saatte tüm aile fertleri “Haftsin” adı verilen sofra başında toplanır. Bu sofra Allah-u Teala’nın  insana bahşettiği nimetleri ve baharı temsilen Farça  alfabenin 15. harfi olan “Sin” harfiyle başlayan yedi yiyecekle donatılmıştır. Bunlar; Sib (elma), Sebze (yeşillik), Serke (sirke),  Sonbol (sümbül), Senced (iğde), Semenu (bir tür tatlı), ve  Somag (Sumak)’tan ibarettir. Yeni yıla girilmesiyle birlikte halk  birbirini ziyaret eder, küsler barışır, aile bağları güçlendirilir.

     İran’da ulusal bayramların yanısıra dini bayramlar da büyük şevkle kutlanır. En önemli dini bayramlar ibadetle geçirilen kutsal üç aylar ve bir aylık Ramazan orucunun ardından kutlanan Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Hz. Muhammed (s.a.a)’e peygamberliğin verildiği gün olan  Bi’set Bayramı, Hz. Peygamber’in doğum günü vb. bayramlardır. Ayrıca tüm müslümanların bayramı olan Cuma günü  İran’da resmi tatildir.

 

 Şehirler – Turizm

Batı Azerbaycan