Ruhani 2013 yılında göreve geldikten sonra Erdoğan onunla yaptığı telefon görüşmesinde tebrik mesajlarını iletirken, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu da Ruhani'nin göreve gelme yemin törenine katılanlar arasındaydı. Ayrıca o yıl İran Dışişleri Bakanı Zarif'in Davutoğlu ile Hudson Nehri yakınlığında adım atması, Zarif'in iki ülkenin yakınlaştığı konusundaki diplomatik mesajıydı.
2014 yılında da Ruhani, İran'dan 18 yıl sonra Türkiye'ye resmi ziyaret için giden ilk cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. O Gül ve Erdoğan ile ayrı ayrı görüştü.
Gül, Ruhani ile görüşmeden sonra ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, iki ülke ticaret hacminin 15 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkması için çalıştıklarını belirtirken, Ruhani de İran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğini ve Türkiye'nin İran açısından özel konuma sahip oluğunu dile getirdi.

2015 ve 2016 yıllarında da BM ve EİT gibi çeşitli toplantılarda iki ülkenin liderleri olarak Ruhani ile Erdoğan bir araya geldi. 2017 yılında Ruhani, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına katıldı. Aynı yıl İran-Rusya-Türkiye liderlerinin Soçi'de Suriye krizi ile ilgili ilk toplantıları gerçekleşti ve bugüne kadar devam etmektedir.
2018 yılında da iki lider İran-Rusya-Azerbaycan liderler zirvesinde bir kez daha bir araya geldi. Aralık 2018'te ise 5. İran-Türkiye Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi toplantısınd Ruhani ile Lider görüştü. 2019 Şubat'ta da İran-Rusya-Türkiye Liderler Zirvesi 4. toplantısında yine iki lider yüz yüze görüştü.
Eylül 2018'de Astana Süreci'nin 3. toplantısında görüşen iki lider, Eylül 2019'da da Ankara'da Suriye krizini masaya yatırmak üzere Astana Süreci'nin 5. toplantısını yaptı.
Ruhaninin Türkiye'yi ziyaretinin yanı sıra Erdoğan da birkaç defa İran'a gelmiştir. Ayrıca iki ülke liderleri arasındaki telegon görüşmeleri sık sık yapılmaktadır.

İki ülke stratejik ilişki konsey toplantılarında alınan kararlarda ve imzalanan anlaşmalarda ekonomik açıdan önemli kazanımlar elde edilmiştir. Örneğin Ocak 2015'te yürürlüğe giren Tercihli Ticaret Anlaşmsı'na göre İran'da Türkiye ihraç edilen 140 kalemde, Türkiye'den İran'a satılan 125 kalemde gümrük vergisi yüzde 20-50 arasında indirime tabi tutuldu.
Ruhani döneminde ikili ilişkilerin diğer önemli boyutlarından biri, İran ve Türkiye'nin bölgesel konularda iş birliği yapmasıdır. Bunu Suriye krizi, Kuzey Irak referandumu ve benzeri konularda gördük. Ayrıca Ruhani döneminde iki ülke sınır görevlileri arasındaki görüşmeler çeşitli düzeylerde sürdürülmektedir.
İki ülke şu ana kadar birçok alanda anlaşmalar yapmış ancak, çeşitli sebeplerden dolayı ve özellikle ABD'nin İran'a karşı uyguladığı ambargolar nedeniyle hayata geçmemiş birçok anlaşmanın mevcut olması, ikili ilişkilerde olumsuz etki bırakabilir.
Türk gazeteci ve Milli Gazete'nin Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz'a göre, İran ve Türkiye, İslam dünyasının iki kilit ülkesi olarak tarihi süreçte, bir sorunu çözmeye kararlıysa o meselenin çözüme kavuşma ufku açılmıştır. Bunun örneği de Kuzey Irak'taki referandum sürecinde yaşandı. İki ülke ortak kararlılıkla bu sorunu çözmeyi başardı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de, ‘’Şahın devrilmesiyle birlikte ABD ve İsrail bölgedeki önemli bir müttefikini kaybetmiş ve İran Devleti ve milleti gibi bölgenin önemli bir gücü emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadelede saf tutmuştur’’ görüşünü dile getiriyor.

Perinçek, ‘’İran’ın kararlılığı, Bölgedeki ve Dünyadaki dengeleri etkilemiş, birçok ülke ve halk, ABD emperyalizmine ve İsrail işgalciliğine karşı mücadelede daha atak, daha kararlı olarak mevzi tutmuştur. Devrimin en başarılı olduğu konular nelerdir?’’ sorusuna karşın, ‘’İran’da ve bölgede özgüveni güçlendirmesi, İran’ı birleştirmesi, ambargolara ve yaptırımlara karşı özgüçlere dayanarak güvenliği sağlamlaştırma ve ekonomiyi inşa kararlılığını geliştirmesi. Bunlar yanında Batı Asya’da ABD emperyalizmine ve İsrail Siyonizmine karşı mücadele eden ülkeler ve milletlerle dayanışma. ‘’İran’a yönelik ambargo ve yaptırımlara rağmen, İran yönetimi kararlı duruşunu değiştirmemiş, böylece İran halkına ve bölge ülkeleri ile milletlerine verdiği sözleri yerine getirmiştir.’’ görüşünde.