İran-Türkiye İşbirliğinin Önemi

Bölgesel Dengelerde İran-Türkiye İşbirliğinin Önemi

Bölgenin iki önemli ülkesi  olan İran ve Türkiye arasındaki ilişkiler, çok eskilere uzanan  kültürel, tarihi ve jeopolitik bağlara dayanmaktadır. Bu çerçevede, iki ülke arasındaki düzenli diyaloglar ve istişareler, İran ve Türkiye arasında köklü ve kurumsallaşmış bir gelenek haline gelmiştir. Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcımızın  siyasi istişarelerde bulunmak ve Türkiye makamları ile görüşmek amacıyla Ankara’ya yaptığı son ziyaret, bir kez daha Tahran ve Ankara’nın çeşitli alanlarda işbirliğini geliştirme konusunda ciddi bir iradeye sahip olduklarını göstermiştir.

Bu ziyaret çerçevesinde, ikili ilişkilerdeki çeşitli siyasi, ticari, enerji, kültürel, hudut ve konsolosluk ile ilgili  meselelerin yanı sıra, Türkiye makamları ile gerçekleşen görüşmelerde diğer önemli gündem maddeleri olarak Filistin, Gazze ve Lübnan’daki gelişmeler, Siyonist rejim tarafından işlenen suçlar ve bu rejimin yayılmacı politikaları gibi bölgesel meseleler ile iki ülkenin Kafkasya bölgesi, komşu ülkeler ve İslam dünyasına ilişkin ilgi duyalan diğer konular da ele alınmıştır.  Ortak toplantılarda, her iki taraf,  her iki ülke yetkililerinin ikili ilişkileri tüm alanlarda daha da geliştirme yönündeki kararlı iradelerini ve bölgesel meseleler konusunda yakın istişare ve işbirliğini sürdürme arzusunu vurgulamışlardır. İran ve Türkiye gibi etkili ülkelerin rolü ve iki ülke arasındaki sürekli istişareler oldukça önemlidir. İran İslam Cumhuriyeti, Suriye'deki istikrar ve barışın ve bunun bölgesel barış ve güvenlik üzerindeki etkisine, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve birliğinin korunması gerekliliğine ve bu ülke halkının kendi kaderini belirleme iradesine saygı gösterilmesine  vurgu yapmaktadır.

Suriye'nin geleceğine dair karar, Suriye halkına aittir. İran İslam Cumhuriyeti'nin ilkeli politikası, tüm komşu ve İslam ülkeleriyle dostane ilişkilerin korunması ve geliştirilmesi üzerine bina edilmiştir.  İran ve Türkiye birçok bölgesel konuda stratejik ortaklıklar ve ortak çıkarlarla, yalnızca mevcut gelişmelerde değil, aynı zamanda bölgede sürdürülebilir kalkınmanın yolunu açmakta da daha uyumlu bir rol oynayabilir ve aynı zamanda bölgede sürdürülebilir kalkınmanın önünü açabilğir.  İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği de yeni boyutlar kazanabilir. Asya ve  Avrupa arasında bir köprü konumunda bulunan Türkiye,    İran ile ekonomik etkileşimlerini artırmak için geniş fırsatlara sahiptir. İran ise zengin enerji kaynakları, ekonomik kapasiteleri ve stratejik coğrafi konumu ile Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynayabilir. Ticaret ve ekonomik meselelerin yanı sıra, kültürel ve media alanlarında  işbirliği de ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayabilir. Bu bağlamda, 2025 yılı İran ve Türkiye'nin ortak kültür yılı olarak ilan edilmiştir. Bu çerçevede  İran ve Türkiye'nin farklı şehirlerinde her iki ülkenin kültür ve sanatları daha iyi tanıtmak amacıyla çeşitli etkinlikler  düzenlenmektedir. İki ülkenin önde gelen şahsiyetleri,  düşünce kuruluşları ve medya arasındaki etkileşim, karşılıklı anlayışı artırmakta, yanlış anlamaları azaltmakta ve uyumlu politika geliştirmek  uygun bir zemin oluşturmaktadır.

Genel olarak, İran ve Türk yetkilileri arasında yüksek düzeyde devam eden istişareler ve çeşitli alanlarda işbirliği mekanizmalarının kurulması, yalnızca iki ülkenin çıkarlarına hizmet etmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanmasında da etkili olabilecektir. İki bölgesel güç olan Ankara ve Tahran, etkin diplomasi ve yapıcı işbirliği ile bölgesel barış ve kalkınmanın teşvik edilmesinde kilit rol oynayabilir.

 

İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi, Mohammad Hassan HABIBOLLAHZADEH